Üniversitelerin temel görev ve işlevlerini yerine getirebilmesi için ifade özgürlüğü ve bunun bir parçası olan akademik özgürlük esastır. Akademik ilkelerimiz arasında belirttiğimiz gibi, üniversiteler şiddet ve ayrımcılık içermeyen tüm görüşlerin, tercihlerin ve kanaatlerin özgürce ifade edilebildiği demokratik ortamlar olarak topluma örnek oluşturmalıdır. Bu çerçevede öğretim elemanları ve öğrencilerin yazılı ve sözlü faaliyetlerine ilişkin akademik dokunulmazlıkların fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında sağlanması esastır.
Boğaziçi Üniversitesi düzenlediği çok sayıda akademik ve sosyal faaliyeti, kamu üniversitesi özelliğini önemseyen bir üniversite olarak sadece kendi mensupları ile sınırlı tutmamakta, kamuya açık faaliyetler olarak da değerlendirmektedir. Kampüs ve etkinliklere ilişkin güvenlik uygulamalarında da kamuya açık olma özelliğine hassasiyet göstererek davrana gelmiştir. Ancak, öğrencilerimizin, akademik ve idari personelimizin can güvenliğini tehdit edebilecek boyutta olayların yaşanma riskinin artmış olması, sözünü ettiğimiz haklar ve özgürlükler ile güvenlik arasındaki dengeyi yeniden değerlendirmeyi gerekli kılmıştır. Bu tür yeniden değerlendirmelerin üniversitemiz veya ülkemiz ile sınırlı olmadığı da açıktır. Örneğin, kamuya açık bir kampüs olmaktan vazgeçmeyen Yale Üniversitesi bunu sürdürülebilir kılmak için yıllar içinde güvenlik personel sayısını arttırmanın yanında güvenlik teknolojisi uygulamalarını hayata geçirmiştir.
Hepimiz için son derece değerli olan demokratik ve özgürlükçü bir üniversiteyi yaşatabilmek ancak öğretim elemanları, öğrenciler, idari personel ve üniversite yönetiminin ortak bilinci ve kararlılığı ile mümkün olmaktadır. Bu ortak sorumluluk ve kararlılığın işlevsel olabilmesi için bugüne dek titizlikle uygulanmaya çalışılan güvenlik önlemlerinin çeşitlendirilerek artırılmasını ve uygulamaların yakın biçimde takip edilmesini gerekli kılmaktadır.